Ajda’yı gazetede gördüm, tanımadım!

Ünlü organizatör Erkan Özerman, 50 yıllık dostu, dünyaca ünlü Fransız sanatçı Enrico Macias’la AKŞAM okurları için çok özel bir röportaja imza attı. Van depremi, Türkiye’ye olan sevgisi ve özel hayatıyla ilgili konuşan Macias, eski aşkı Ajda Pekkan’ı gazetede gördüğünü ve tanıyamadığını itiraf etti

 

– Erkan Özerman: Van depremiyle ilgili gazetelere hemen bir açıklama yapmıştın. Paris’te ne yapmayı düşünüyorsun?
– Enrico Macias:

İstanbul’a sevgisini müziğiyle anlattı
13 Eylül’de Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu’nda hayranlarıyla buluşan Enrico Macias, ‘İstanbul Seni Seviyorum’ adlı şarkısıyla sürpriz yaptı. Macias, ilk kez konser sırasında seslendirdiği şarkıyı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’a armağan etti. İstanbul’u çok içten bir şekilde anlatan şarkının sözlerinin Fransa’nın en büyük şarkı sözü yazarı şair Michel Jourdan’a ait olduğunu söyleyen Enrico Macias, ‘Şarkının bestesi Selami Şahin’e ait. Bu da bir ilk sayılır, çünkü ilk kez bir Türk bestecisinin eserini seslendiriyorum’ dedi.

Ajda Fransa’da kalsaydı dünya starı olabilirdi
Özerman: Türkiye’ye ilk gelişini anlatır mısın?
Macias: İlk konserimi 1962’de yapmıştım. Hiç unutmam beni bir günde 3 konsere çıkarmıştın. Büyük Sinema’da 2 konser ve Ankara Palas’ın gece kulübunde şarkı söylemiştim. Eşim Suzzy’yle gelmiştik. Daha sonra İstanbul’da Kervansaray’da 3 gece için anlaşıp 3 haftaya kadar uzatılmıştı. Bir konserimde Taksim Belediye Gazinosu’nda iki gece gala yapmak için Dalida’yı getirmiştin. Fransızların Mısır asıllı süperstarı Dalida’yla hem Fransızca hem Arapça konuşmak çok büyük sürpriz olmuştu benim için. Çok büyük bir sanatçıydı ama her zaman iddia ettiğim bir şey var: Ajda Fransa’da yaşamayı kabul etseydi o da Dalida gibi kendini tüm dünyaya kabul ettirebilirdi. Sesi, fiziği ve sahne performansı harikaydı.
Article paru sur AKSAM.COM ICI

Un ami turc francophone peut il nous traduire cet article ? Merci d’avance

12 yıl önce İzmit depremi için Paris Olympia’da, Fransız ve Türk sanatçılar bir konserde buluşmuştuk. Kazanılan parayla İzmit’te yıkılan bir ilkokul onarılmıştı. Niçin yine tekrarlamayalım?
OSMANLI KÜLTÜRÜM VAR
– Özerman: Türkiye’ye karşı çok derin ve müşterek hislerin var. Bunun sebebi nedir?
– Macias:
Doğup büyüdüğüm şehir Cezayir’in Konstantin şehri. Orası da bugünkü Türkiye gibi vaktiyle Osmanlı İmparatorluğu’nun bir parçasıydı. 500 yıl önce İspanya’yı terk etmek zorunda kaldığımızda bizi sadece Sultan 2. Beyazıt kabul etti ve atalarımızın huzur içinde yaşamalarını sağladı. Daima Cezayir kökenli Fransız olduğumu söylerim, ancak ilave ederim ki Osmanlı kültürüyle büyümüş bir Yahudi ailenin çocuğuyum ve Osmanlılı olduğumu da hiç unutmam.
BENİ TÜRKİYE KEŞFETTİ
– Özerman: Türklerin ve Türk Yahudileri’nin kalbinde çok önemli bir yerin var. Bu bağlılık nasıl oluştu?
– Macias: Türkiye beni 1960’larda Fransa’dan ve hatta dünyadan önce keşfetti ve büyük bir star olarak bağrına bastı. 800’e yakın beste yaptım, 300’den fazlasını plağa okudum. 84 şarkıma Türkçe söz yazılmış ve bunların hepsi de çok sevilmiş. Özellikle Ajda Pekkan’ın repertuvarında herkesten fazla eserim var. Yeliz, Nilüfer ve Tanju Okan gibi usta isimler çok güzel sesleri ve yorumlarıyla şarkılarımı Türk halkına sevdirmişler.
AŞKIMIZ MED-CEZİR GİBİYDİ
– Özerman: Ajda Pekkan’la yıllardan süre gelen bir aşk hikayen var ve bu aşk hala magazin dünyasının vazgeçemediği haberler içinde. Ona hala aşık mısınız?
– Macias:
30 yıl sonra bile konuşuluyorsa o olay, gerçekten muhteşemmiş. Saklanacak bir şeyimiz yoktu, birbirimizi sevmiş ve büyük bir aşk yaşamıştık. O günleri anımsıyorum; Paris çalkalanıyordu bu haberle. Yansımaları İstanbul’a kadar geldi. Aşkımız, med-cezir gibi bir gitti, bir geldi. Şimdi sahiller sakin, hem de çok sakin. Geçenlerde bir Türk gazetesinde çok güzel sarışın bir kadının resmini gördüm ve ‘Kim bu kadın’ diye sordum. Bana ‘Ajda’ olduğunu söylediler. Defalarca baktım resme. Benim tanıdığım kadına hiç benzemiyordu. Yine de gerçeği söylemek gerekirse, genç ve çok güzel bir kadın fotoğrafıydı.
– Özerman: Aynı zamanda Birleşmiş Milletler Sulh Elçisi unvanına sahipsin. Dünya barışı hakkında ne söylemek istersin?
– Macias:
Egoist olmayan, paylaşmayı bilen toplumlar sulh içinde yaşarlar. Türkler Atatürk’ten dolayı bunu daha iyi bilirler. ‘Yurtta sulh, cihanda sulh’… İşte bunu yakalamak için hoşgörü ülkelerini yaratmak lazım.

 

Laisser un commentaire

Votre adresse e-mail ne sera pas publiée. Les champs obligatoires sont indiqués avec *

*

Ce site utilise Akismet pour réduire les indésirables. En savoir plus sur comment les données de vos commentaires sont utilisées.